Bugün sizlerle Türkiye ekonomisinin mevcut durumunu ve bu durumun arka planındaki politik tercihleri masaya yatıracağız. Kurlardaki dalgalanmalardan konut piyasasındaki yavaşlamaya, merkez bankası politikalarından uluslararası etkilenmelere kadar birçok başlığa değineceğiz.
🔍 Kur Politikaları ve Rezerv Gerçeği
Son günlerde döviz piyasasında dikkat çeken bir tabloyla karşı karşıyayız. Euro, Türk Lirası karşısında son bir buçuk ayda %15’e yakın değer kazanırken, dolar %4.5 artışla daha sınırlı kaldı. Bu farkın ardında Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini kullanarak doları baskılamaya çalışması yatıyor. Ancak bu politika ne kadar sürdürülebilir?
- Hakan Kara’nın ifadesiyle, yaklaşık 50 milyar dolara yakın rezerv kullanılmış durumda.
- Swap hariç net rezervler 14 milyar dolar seviyesine kadar düştü.
- Piyasa beklentisi, faiz artışıyla döviz talebinin kontrol altına alınması yönünde şekilleniyor.
Bu tablo bize şunu gösteriyor: Piyasalar, sürdürülemez döviz müdahalelerinin yerine öngörülebilir para politikası talep ediyor.
📉 Durgunluk Belirtileri: Konut ve Otomotiv
Ekonomi soğuyor… Bunu veriler açıkça söylüyor:
- Mart ayında konut satışları %5,1 arttı; ancak geçen yılın %50’lik artışlarıyla karşılaştırıldığında oldukça zayıf bir tablo.
- Fiyatlardaki artış da durma noktasında: Mart ayında Türkiye genelinde sadece %0,1 oranında fiyat artışı görüldü. Bu oran enflasyonun oldukça altında.
- Reel olarak konut fiyatları geriliyor; özellikle İstanbul’da yıllık bazda %9’un üzerinde düşüş var.
- Otomotiv sektöründe de benzer bir eğilim söz konusu; ikinci el fiyatlar reel olarak düşüşte.
Bu durum, parasal sıkılaşmanın reel ekonomiye yansımasını net şekilde ortaya koyuyor.
🏦 Merkez Bankası ve Faiz İkilemi
Yarın açıklanacak faiz kararı piyasa için kritik. İki farklı beklenti var:
- HSBC gibi kurumlar politika faizinde 250 baz puan artış bekliyor.
- Öte yandan bazı ekonomistler, yurt içi döviz talebindeki düşüş sebebiyle pas geçileceğini savunuyor.
Her iki durumda da net olan şey şu: Faiz artsa da artmasa da ekonomik büyüme yavaşlayacak. Zaten bunu konut ve otomotiv gibi talep hassasiyeti yüksek alanlarda görmeye başladık bile.
💰 Altın, Güvenli Liman Olmayı Sürdürüyor
Altın yatırımcıları için ise tablo farklı. Ons altın, Trump’ın Çin’e karşı aldığı yapay zeka ihracatı yasağı gibi küresel risklerin artmasıyla birlikte 3.315 dolara kadar yükseldi.
- ANZ Bank’ın tahmini: Yıl sonuna kadar 3.600 dolar.
- Yurt içinde gram altın 4.000 TL’yi aştı.
- Altın sertifikası ile gram altın arasındaki makas %14’ü geçti.
Bu durum, yatırımcıların belirsizlik dönemlerinde geleneksel varlıklara yöneldiğini gösteriyor.
📉 Borsa: Dalgalı ve Kırılgan
BIST 100 endeksi, uluslararası piyasalarla paralel şekilde aşağı yönlü hareket ediyor. Özellikle teknoloji hisseleri, Trump’ın kararlarıyla sert satışlar gördü.
- Bank of America bugün 4 milyar TL’lik alım yaptı.
- Ancak bu alıma rağmen borsa günü ekside kapattı.
- Yabancı yatırımcıların ilgisi, belirsizlik ve politika öngörülemezliğiyle sınırlı kalıyor.
🎯 Sonuç ve Politika Mesajı
Bugün yaşadığımız ekonomik tablo, sadece piyasaların değil, aynı zamanda politika yapıcıların da bir sınavı. Popülist yaklaşımlar yerine:
- Veriye dayalı para politikası,
- Şeffaf iletişim,
- Uzun vadeli makroekonomik istikrar hedefleri ön planda olmalı.
Aksi halde geçici kazanımlar uğruna ekonomide derin yaralar açılabilir. Unutmayalım, döviz rezervleri tükenebilir, faizler artabilir, ancak güven kaybı kolayca telafi edilemez.